Geri

Depreme karşı en iyi çözüm...Denetlenen kentsel dönüşüm

Planlı ve düzgün denetimle yapılan kentsel dönüşümün depreme karşı doğru bir çözüm olduğunu belirten Er, “İşaretlenmemiş bir yerde kentsel dönüşüm yaparsanız yeniden kentsel dönüşüme ihtiyaç duyulan alanları kendi ellerinizle oluşturursunuz” dedi.


10:13:25 | 2023-11-24



Haberi Sesli Dinle

Damla DİLMEÇ

Bursa Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er,  Neslihan Çelik Alkoçlar’ın Liderbursa YouTube kanalında hazırlayıp sunduğu Nes’li Yaşam programında Türkiye’nin yaşadığı depremleri ve beklenen Marmara depremine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli ikiz depremlerin artık deprem uygulamalarında bazı değişikler olması gerektiğini bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyen Engin Er sorularımızı yanıtladı.

Düzce depreminin ardından 6 Şubat depreminin Türkiye'ye yansımaları nelerdir? 17 Ağustos Türkiye'de beyinlerde ve düşüncelerde depreme bakış açısını değiştirdi mi? değiştirdiyse nasıl değiştirdi?

“Değiştirdi bence, yönetmelikler değişti, yeni yönetmelikler çıktı. 17 Ağustos'tan sonra 12 Kasım Düzce depremi bize depremi unutmamamız ve unutturmamamız gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Çok fazla sayıda insanımız hayatını kaybetti. Biz buradan bir ders aldık. Bu da bazı şeyleri değiştirdi.  2011 yılında Van depreminden sonra kentsel dönüşüm gündeme geldi. Kentsel dönüşümünde bir sürü hatalar yaptık Bursa özelinde de bunu söyleyebiliriz. Bazı şeyler değişti dedik ama 6 Şubat depremi gelince, bütün bildiğimiz doğruların yanlış olduğu bir defa daha gözler önüne serildi. On binlerce insanımızı kaybettik. Asrın felaketi, 11 ilimizi etkiledi. Avrupa’da birçok ülkenin nüfusundan fazla nüfusu etkileyen bölgeden bahsediyoruz. Aslında biz tarihsel kaynaklara baktığımız zaman biliyorduk geçmişte de bu bölgede, 7.7-7.8 büyüklüğünde depremlerin olduğunu biz tarihsel kaynaklarda görebiliyoruz. Dolayısıyla 6 Şubat depremi artık uygulamada bazı değişikler olması gerektiğini bir defa daha net bir şekilde ortaya koydu.”

Basın ve Belediyeler olarak çok fazla Marmara depremi üzerinde durduk fakat bu büyük depremi göz ardı ettiğimizi görüyoruz. Bu konu da ne düşünüyorsunuz?

“Biz her konuşmamızda bu depremleri oluşturan sistemlerden, Kuzey Anadolu faylarından bahsediyoruz ama bunun yanında Doğu Anadolu faylarından da bahsediyoruz. Yani Doğu Anadolu fay hattı üzerinden de Türkiye'deki ana fay hattının Güney Batıya doğru Anadolu'ya hareket ettiğini her zaman söylüyoruz. Dolayısıyla biz Kuzey Anadolu fay hattında Marmara'dan, Kocaeli'nden, Gölcük'ten değil o fay hattı üzerinde oluşabilecek depremlerden… Doğudaki fay hattı üzerinden geçtiğini ve Bingöl'ün Karlıova’da hatlarının kesiştiğini ve buradan Hatay'a ve Akdeniz'e doğru ilerlediğini. Ayrıca bir dalma batma durumu olduğunu söyledik. Oradaki büyük depremleri biz her 17 Ağustos’ta anlatıyoruz. Bu vahim olaydan bu yana 20 küsur yıl geçti. Bu yıl 24. yılına girdik. 24 yıldır aynı şeyleri söyledik ama yirmi üçüncü yılında böyle büyük bir felaket oldu. Tarihsel olarak baktığımız zaman burada depremler zaten vardı zaten bu büyüklükte bir deprem bekliyor muydunuz derseniz? Bekliyorduk, nerede bekliyorduk? Kahramanmaraş'ta beklemiyorduk. Kahramanmaraş'ta 7.7-7,6 büyüklüğündeki depremler bu enerjinin başka noktalara taşınmasına sebep oldu. Burada beklemiyoruz ama gene Kuzey Anadolu Fay hattı ve Doğu Anadolu fay hattında bu büyüklükte ve Ege Denizi'ndeki dalma batma durumunda bu büyüklükteki depremleri bekliyoruz biz. 7.7- 7.6 gibi aynı gün arka arkaya olan iki depremden bahsediyoruz. Aslında büyük depremler genellikle Türkiye'de tekrarlanan depremler oluyor.  17 Ağustos hemen birkaç ay sonra düzce depremi geldi peşine. 6 Şubat depreminde ise çok yakın bir zaman aralığında olup can ve mal kaybının artmasına sebep oldu. Büyük depremlerin bölgemizde böyle bir özelliği var.

 

6 Şubat depremi neyi değiştirdi? Neyi öğretti ve gösterdi?

“Bir deprem olduğu zaman mesela 17 Ağustos depremi oldu ama daha Marmara Denizi içerisinde kırılmayan bir bölge var. Bu bölgeye stresin taşındığını aktarabiliriz çünkü 7.7 depremi olmasa 7.6 depremi de o gün olmazdı. 7.7 o bölgedeki stresi başka bir noktaya taşıdı ve 7.6 depremin olduğu alandaki gerilimi ve stresi artırarak bölgenin kırılmasına sebep oldu. Birinci öğreneceğimiz şey bir deprem olduğu zaman o depremin ardından. Stresin taşınabileceği o fay hattının önünde ve arkasındaki gerilmeye strese sebep olacağı öğrenip o bölgelere hazırlanmamız gerekiyor. Bir defa bunu anlattı bize. İkincisi, fay hattını sadece o bölgeyle ilgili değil. O bölgenin alanının da etkileyebileceğini öğrendik. Deprem Kahramanmaraş'ta oldu peki en çok alan en çok hasar alan il neden Hatay? Şimdi bakın bu iki şehir arasında 200 km’lik bir uzaklık var. Depremde zeminin özelikleri çok önemli olduğunu bir kez daha anladık. Hatay'ın zemini depremi büyütme özelliğine sahip bir zemin tutturulmamış. Alüvyon, gerçek zeminlerde… Deprem olduğunda siz sarmaz zeminde durursanız o bölge bir tanesi on beş saniye sürerken bir tanesi yirmi beş saniye. Niye? Çünkü zemin salınıma devam eder. İşte bu salınım depremin etkisini arttırır. Büyümesini arttırır. De yani bir daha. Zemini özelliklere çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bakın bu zemin özellikleri İstanbul'da var, Bursa'da var, Kocaeli'nde var, Balıkesir'de var. Kocaeli depreminde sıvılaşan zeminleri gördük. Binaların göklerini gördük. Benzer özelliklerin aynısı Maraş'ta da gördük.  Resmi görevli olarak buradan jeoloji mühendisi olarak ilk giden ekibiz buradan. Gittiğimiz zaman zemin özelliklerinden birçok planın etkilendiğini gördük. Dolayısıyla öğrettiği ikinci olaylardan bir tanesi de zemin özelliklerine çok dikkat etmemiz gerektiği konusudur. Üçüncü öğrenmemiz gereken noktalardan bir tanesi de fay hatlarının üzerinde yerleşim yerinin yapılmamasının veya fay hatlarının dikkate alınarak yerleşim planlanması gerektiğini, zemin ne kadar sağlam olursa olsun siz o fay hattı üzerinde yerleşim yeri yaptığınız zaman bir tane bile binanın kalmadığı yerleşim yerlerini gördük. Dolayısıyla biz burada genel alınan kararların yeterli olmadıklarını daha ayrıntılı jeolojik ve teknik çalışmalar yapılması gerektiğini. Mikro bölgeler de çalışmaların mutlaka daha hassas ve daha titizlikle yapılması gerektiğini gördük ve öğrendik diyelim. “

Bütün bu söyledikleriniz 6 Şubat depreminden sonra kentsel dönüşümde yasalaşmaya bir etkisi oldu mu sizce?

“Bakın Bakanımız defalarca açıkladı. Dedi ki bir yerde eğer fay varsa o bölgedeki yapılaşmayı fay hat üzerine yapmayacağız. Sizde defalarca duydunuz. Tabii defalarca söylendi. Peki uygulamada şimdi soruyorum. Mesela bursa özelini aldığımız zaman siz fay hattı üzerine bir bina yaptınız zaman sizi engelleyecek bir kurum var mı? Yok, bu deprem bize bir şey daha öğretiyor. Fayların depremi, depreminde heyelanları etkilediğini gördük. Bursa heyelan potansiyeli olan illerden bir tanesi. İlçelerimizde de heyelan bölgesi olan yerlerimiz var. Yani yüzde yirmiyi geçen deprem olmadan en ufak bir kazıda heyelana sebep olan alanlarımız var. Bursa merkez ilçelerinde de var. Burada yaşadık zaten, gördük. Molla Arap’ta Bir küçük kazı yapıldı ardından heyelan oldu ve yüzün üzerinde yerleşim yeri zarar gördü.  Hem vatandaş üzüldü hem de belediyeler oraya bir ekonomik kaynak ayırmak zorunda kaldılar. Bursa olarak doğal afetten etkilenen bir iliz”

 

6 Şubat’tan sonra bölgede sallantılar devam ediyor. 6 Şubat depremi Marmara depremini etkiledi mi? Etkilediyse ne kadar ne nasıl bir etkisi oldu?

“Bu bir sistem, yani direkt 6 Şubat oldu o bölgenin hareketlenme olduğundan dolayı burası etkilendi. Dolayısıyla burada bir deprem bekleyelim demek çok doğru değil. Ama bir sistemin bir ucu Bingöl Karlıova bir noktası ise bir noktası da Ege Denizi'ne doğru Marmara Denizi ilçesinden geçen fay hattı. Dolayısıyla bir sistem var ama buradaki fay hattının tetiklediğini demek doğru değil. Bazı şeyleri görüyoruz. Son zamanlarda dikkat ettiyseniz Marmara Denizi içerisinde dört büyüklüğünde işte dört buçuk büyüklüğünde defalarca deprem olduğunu görüyoruz. Nerede oluyor bunlar? Marmara Denizi'nin batı ucunda oluyor. Nerede bekliyoruz depremi? Marmara Denizi'nin orta kısmında bekliyoruz, Niye orta kısmında bekliyoruz? Çünkü batı kısmı önceden kırıldı. Doğu kısmı 17 Ağustos'ta ve Düzce depremiyle kırıldı. Orada bir boşluk olarak adlandırılabileceğimiz ve kırılmayan bir bölge var. Oradaki gerilim mantığı. O bölgede beklenen depremin büyüklüğü çeşitli yapılan çalışmalarda ise 7.7-7.8’e kadar deprem olabilme potansiyeli olan bir bölge. Şimdi 7.7- 7.6 Şubat depreminde oldu. 7.7-7,8 büyüklüğündeki Marmara Denizi'nde oluşabilecek bir depremi düşündüğünüz zaman orada nasıl sonuçlar yaşayacağız; Bir defa nüfus oranı olarak biliyorsunuz ki sadece bir şehirden bahsetmiyoruz. İstanbul depremi değil bu Marmara depremi olacak. Bursa, Balıkesir, Tekirdağ, Edirne, Kocaeli, Marmara’nın etrafında olan bütün yerler bu depremden etkilenir. Şimdi birincisi nüfus anlamında çok büyük bir nüfusu etkileyecek. Dolayısıyla can ve mal çok önemli burada. Türkiye anlamında düşündüğünüz zaman Marmara Bölgesi'nin sanayisi Türkiye güvenliğini etkileyebilecek kadar önemli. Bunları düşündüğümüz zaman 6 Şubat'tan farklı olarak bu bölgede bir de bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla ekonomik olarak, nüfus olarak, can kaybı olarak etkilediği bölge ve alan olarak 6 Şubat'tan daha az olmaz. 6 Şubat bize 17 Ağustos’u unutturdu. Unutmadık tabii de 6 Şubat yeni bir milat oldu. Eğer tedbir alırsak bir şey olmaz. 17 Ağustos depreminden yeteri kadar etkilenseydik böyle olmazdı çünkü büyüklük Fay Hattı’ndan çıkan enerjinin ölçüsüdür ama şiddet yıkıcılığın ölçüsüdür. Dolayısıyla Kahramanmaraş’a baktığınızda öyle yerler var ki. Hatay'ın şiddetinden daha az. Dolayısıyla Bursa'nın merkezinde bir deprem olmuş olsa mesela Uludağ yamaçlarındaki zemindeki şiddeti Osmangazi'den, Gemlik’ten İnegöl’den daha fazla olur yani. Yıktığı alan daha fazla olur. Dolayısıyla bu anlamda bu Marmara Denizin de oluşabilecek bir depremin başka özelliklerinden de böyle bahsedebiliriz. Onun için 6 Şubat'ta olan deprem İstanbul'daki depremin büyüklüğünü arttırdı gibi bir ifade söz konusu olamaz. Ama zaten 7.6 bekleniyordu ve çok büyük bir deprem. Maraş’ta beklenen 7.3 veya 7.4’dü ama 7.7 oldu.  Eğer biz bir daha yanılırsak… bu aradaki 0.3’lük fark enerjinin çıkışını kat ve kat arttıran bir özellik. Biz en az 7.6’ya göre hazırlanmamız lazım neresi için? Marmara, deniz içerisinde oluşabilecek bir depremden bahsediyoruz. Tabii Türkiye'de sadece bu bölgede bundan bahsetmek doğru değil. Bu bölgelerdeki yapılaşmalara daha fazla dikkat etmek lazım. Mesela İznik gölünün altından başlayıp Gemlik'ten devam eden, Mudanya'dan devam edip Karacabey'e doğru devam eden, Burası yaklaşık 400 bin yıldır suskunluğunu koruyor. Burada da bir gerilim ve stres artışı var. Dolayısıyla bu bölgeye de dikkat etmemiz lazım. Bakın 6 Şubat depreminde 500 yıllık bir suskunluktan sonra geldi. Bölgede dalga batma olmadığı müddetçe dolayısıyla bu bölgedeki gerilim artıyor ve deprem riski her Gün daha fazla daha yaklaşıyor. Üçüncü bir fay hattımız var. Asıl Bursa'yı etkileyen işte 1955 de ki biliyorsunuz. Ulu Abant’tan başlayıp Bursa'nın Nilüfer, Osmangazi, Yıldırım'da İnegöl'e doğru devam eden bir fay hattı. Bu bölgedeki en azından yedinin büyüklüğünde bir deprem için bizim hazırlanmamız lazım.  Minimum 7.2 bekliyoruz. Çünkü 1955’de net bir bilimsel çalışma yok kaç şiddetinde olduğunu tam olarak bilemiyoruz. Bizim en az 7.2 ‘ye göre kendimizi. Hazırlamamız Lazım.  Bakın. Hassas bölgelerde yani zeminlerin sınıfları var ve bizim meslek alanında bunlar yönetmelikte var daha doğrusu. Biz SF grubu zemini yapılırken; fay hattının büyüklüğü, tarihte yaptığı depremler, Fay hattında. Oluşabilecek depremin yönü buna bağlı olarak yapılacak olan binaların yönü bunların hepsinin hesaba katılması lazım. Birçok disiplinin bir araya geldiği şekilde Planlanmaya yönelik çalışmaların başlayıp zemin üstlerinde ve en önemlisi de uygulamanın denetlenmesi anlamında çalışmalar yapılarak şehirlerin planlanması lazım. Şehir ve ardından konutların planlanması gerekiyor.”

 


ETİKET :   bursagündemasayişdünyasiyasetsağlıkyaşam