x


x
x
Geçmiş Olsun Türkiye!

Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,4 şiddetindeki deprem bölgede 10 ili etkiledi.

Deprem gerçeği bir kez daha acı yüzünü gösterdi.

Devletimiz tüm imkanıyla depremzedelere yardım ediyor.

AFAD koordinasyonunda arama kurtarma çalışmaları ivedilikle başlatıldı. Ne yalan söyleyeyim 1992 Erzincan Depremi, 1995 Osaka (Japonya), 1999 Yalova ve Düzce depremlerini gazeteci olarak yakından takip ettim. Deprem ülkesi Japonya’da uzun süre gazetecilik yaptım. Bu nedenle deprem benim özel ilgi alanım. Bu konuda çok fazla makale ve kitap okudum.

Depremle mücadele, deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası olarak 3’e ayrılır. Türkiye deprem sonrası arama kurtarma çalışmalarında çağ atlamış durumda. AFAD liderliğinde örgütlenen arama kurtarma ekipleri dünya çapından başarılara imza atıyorlar. Ancak toplumumuzda deprem bilinci henüz oturmuş değil.

Deprem öncesi yapılması gerekenleri yeterince yerine getirmiyoruz. Rant uğruna denetimden uzak kaçak yapılar inşa ediyoruz. Devlet ne kadar yasalar ve yönetmeliklerle kuralları belirlese de vatandaşlarımız küçük çıkarlar karşılığında bunları yok saydığında ortaya korkunç manzaralar çıkıyor.

Japonlardan öğrendim ‘deprem değil bilgisizlik öldürür’ diyorlar. Ve Deprem bilinçlendirme çalışmalarına aileden başlıyorlar.

Allah beterinden saklasın.

Büyük afete karşı duramayız ama hasarını azaltabiliriz.

6’LI MASA’NIN ÇARPAN ETKİSİ

Altılı masanın etrafında sandalye bulan siyasi liderlerin hepsi sandalyelerini koltuğa çevirme hayaliyle yanıp tutuşuyorlar. Hepsi kendisini darı ambarında gören tavuk gibi iktidar rüyasına kapılmışlar.

Geri en yaşlı üye sıfatıyla Temel Karamollaoğlu masa toplantılarının haricinde liderlerle tek tek görüşüp masanın önemini, birlik beraberliğin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışsa da liderleri rüyadan bir türlü uyandıramıyor. İlk kez 12 Şubat’ta toplanan CHP, İYİ Parti, DP, Saadet, Gelecek ve DEVA Partisi bu toplantının ardından her ay bir siyasi partinin genel merkezinde toplanma kararı almıştı. Bu süreden sonra toplanan partiler kamuoyunda ‘altılı masa’ olarak adlandırılmaya başladı. Ama masanın ilk kurucusu CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

12 Şubat öncesi 6 partinin yetkili organları Kılıçdaroğlu’nun çağrısıyla parlamenter sistem için çalışmalar yapmaya başlamışlar, daha sonra bu liderler seviyesine yükselmişti. Ama her ne hikmetse bugün tüm masa liderleri başarıyı kendilerine yazmaya çalışıyorlar. Altılı masayı çarpan etkisi olarak kullanmaya çalışan küçük partilerin yanı sıra bir de altılı masanın çarpan etkisiyle oyunu yükselten İYİ Parti var.

İYİ Parti lideri Meral Akşener ve ekibi tüm masanın başarısını kendilerine endeks ederek buradan oy devşirmeye çalışıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığını istemelerinin altında yatan gerçek de işte bu. Kemal Bey aday olursa, masada varılan mutabakat gereği İYİ Parti de tüm gücüyle Kılıçdaroğlu için çalışacak, onun için oy toplayacak ama bu çaba Meral hanımın liderliğinin sorgulanmasına ve dolayısıyla İYİ Parti’nin oy kaybetmesine neden olacak. Meral hanım alfa karaktere sahip baskın özellikleri olan bir liderdir.

Siz bakmayın öyle ‘ben cumhurbaşkanı olmak istemiyorum’ dediğine. O bu sistemi istemiyor. Parlamenter sistemde icra yetkileri alınmış bir cumhurbaşkanı ile icranın başındaki bir başbakan olmak istiyor. Yoksa Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi içinde sıradan bir Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı’na razı değil. Güçsüz bir cumhurbaşkanı yönetiminde icracı cumhurbaşkanlığı yardımcılığı yapabilir. İlk başlarda Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığında etkisiz kalacağını hesap ederek, başbakan olmak istiyorum açıklaması yaparken son gelinen noktada kendisi söylemese de partide kendisine yakın isimler Kılıçdaroğlu’nu istemediklerini açık seçik beyan ediyorlar. Görünen o ki Meral Akşener kendisine uygun bir cumhurbaşkanı arayacak, bulamazsa kendisi bile aday olabilir.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

1936 yılında imzalanan Montrö Anlaşması savaş gemilerinin ve ticaret gemilerinin boğazdan geçişlerini düzenler. Ticaret Gemileri genelde serbestçe boğazlardan geçebilir. Hatta Türkiye'nin ticaret gemilerinin geçişlerini engellemek gibi bir seçeneği de yoktur. Geçişleri üzerinden herhangi bir ücret (sağlık ile ilgili küçük bir miktar hariç) talep etme imkanı mevcut değildir. Savaş gemileri de eğer Karadeniz’e kıyıları yoksa 15 gün önceden Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler de 7 gün önceden bildirim yaparak boğazlardan geçebilirler. Karadeniz’e kıyısı bulunmayan ülkelerin savaş gemilerinin Karadeniz’de kalma süreleri 21 gündür. Denizaltı ve uçak gemileri ise boğazları kullanamaz.

Yani siz bakmayın öyle Amerikan Büyükelçisi’nin savaş gemisinden poz vermesine. Tipik İngiliz taktiği; Osmanlı’nın son döneminde padişaha bir şeyler kabul ettirmek isteyen İngilizler hemen savaş gemilerini boğaza gönderirlermiş. Ama Amerikalılar İngiliz taktiğini uygularken bir şeyi unutmuşlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye, eski Türkiye değil. 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (0 Yorum)
Yorum Sıralaması:

Diğer Yazıları

Siyasetler üstü…

01.06.2023 - 12:00


Milli irade tecelli oldu

29.05.2023 - 12:00


İmamoğlu top çeviriyor

23.05.2023 - 12:00


Referandum yalanı

22.05.2023 - 12:00


Yaparsa reis yapar…

19.05.2023 - 12:00


Tek suçlu seçmen!

18.05.2023 - 12:00


Şehit anneleri

15.05.2023 - 12:00


İnce ince kumpas

13.05.2023 - 12:00


Üst akıl belli oldu

12.05.2023 - 12:00


Taş atanın suçu yok mu?

10.05.2023 - 12:00


Provokatörler sahnede!

09.05.2023 - 12:00


Ekonomiyi kim yönetecek?

08.05.2023 - 12:00


Bu nasıl ittifak?

05.05.2023 - 12:00


Türkçülük üzerine…

04.05.2023 - 12:00


Biri bizi gözetliyor…

28.04.2023 - 12:00


Bu nasıl bir trafik!

25.04.2023 - 12:00


“Ben Aleviyim” demek

24.04.2023 - 12:00


Ben Aleviyim ne demek?

21.04.2023 - 12:00


Araba sevdası

20.04.2023 - 12:00


Seçimlere meraklı Japon

19.04.2023 - 12:00


Adı Mahsune

14.04.2023 - 12:00


15 Mayıs sabahı

07.04.2023 - 12:00


Ah CHP… Vah CHP…

03.04.2023 - 12:00


İsrail’de ne oluyor?

28.03.2023 - 12:00


Dezenformasyon

27.03.2023 - 12:00


Meral Hanım ne yapacak?

24.03.2023 - 12:00


Hoş geldin ya Ramazan!

23.03.2023 - 12:00


Cem Uzan tarih mi oldu?

22.03.2023 - 12:00


Asker sahaya inmedi!

21.03.2023 - 12:00


Şiddete hayır…

17.03.2023 - 12:00


Yıllanmış yasaklar

14.03.2023 - 12:00


Kentsel dönüşüm şart

10.03.2023 - 12:00


Aday adayı adayları

08.03.2023 - 12:00


PÜRÜZ ÇÖZME TOPLANTISI

01.03.2023 - 12:00


KIZILAY SATTI AHBAP ALDI

28.02.2023 - 12:00


Fenomenden gazeteci olmaz

23.02.2023 - 12:00


Hepimiz yer bilimciyiz…

22.02.2023 - 12:00


Deprem sonrası

21.02.2023 - 12:00


Eşref Bitlis'in ardından

20.02.2023 - 12:00


Depremde gazetecilik...

17.02.2023 - 12:00


Atatürk ve bozkurt

16.02.2023 - 12:00


Biri bizi gözetliyor!

15.02.2023 - 12:00


Neredesin, nerede?

14.02.2023 - 12:00


Provokatörler sahnede

13.02.2023 - 12:00


Devlet Millet el ele

10.02.2023 - 12:00


Milli Birlik Zamanı

09.02.2023 - 12:00


Asrın felaketi

08.02.2023 - 12:00


Kısa tanıtım (teaser)

06.02.2023 - 12:00


Psikolojik harp

03.02.2023 - 12:00


Hani nerede aday?

02.02.2023 - 12:00


YENİDEN MERHABA

01.02.2023 - 12:00


Ekonomi Spor Magazin Bursa Kültür-Sanat Sağlık Gündem Bilim - Teknoloji Siyaset
Anasayfa Kategoriler #
ÜYE VE KÖŞE YAZARI GİRİŞİ
GİRİŞ BAŞARILI YÖNLENDİRİLİYOR
GİRİŞ BAŞARISIZ !