Geri

Siyasetler üstü…

00:16:04 | 2023-06-01
ERDAL GÜVEN
ERDAL GÜVEN     

Dün yazımda Yavuz Arslanargun’a yer vermiştim. Sağlığında kendisine söz verdiğim için bildiğim birçok şeyi yazamıyorum. Ama öğretilerini ara ara bu köşeden paylaşarak yeni nesillere örnek olmasını temin etmeye çalışacağım.

Yıllar yıllar önce bir sohbet anında Türk siyasetinin “abi”si olarak tanınan Yavuz Arslanargun, bana “siyasetüstü” diye bir kavramın olmayacağını, tüm sorunların siyaset müessesesi içinde çözüleceğini söylemişti. Evet “siyasetüstü” kavramı kendini üst akıl olarak zanneden elitistlerin çok kullandığı bir kavramdır. Demokrasilerde siyaset müessesesinin üzerinde hiç bir güç olamaz. Siyasetin en önemli parçası ise halktır. Bu nedenle de halk her zaman siyasetçinin üzerindedir. Sevgili Yavuz Arslanargun abinin dediği dediği gibi “siyasetçi halka inmez, ancak halka çıkar, halk siyasetçinin efendisidir” Türkiye’nin ilk öğrenci hareketi de sayılan “Yeniden Milli Mücadele” grubunun kurucu liderlerinden olan rahmetli Yavuz Arslanargun, ahir ömrünü adam yetiştirmeye adamıştı. Rahle-i tedrisatından kimler kimler geçmedi ki, buraya yazmaya kalksam sayfalara sığmaz. Türk siyasetinde sağ ve sol cenahtan siyaset yapanların kahir ekseriyeti mutlaka sohbetlerine katılmıştır. Öyle sohbet dediysem dini sohbetler gelmesin aklınıza. Geçmişten kazanılan tecrübelerle günümüzü yorumlardı. Onun sahip olduğu bilgi hazinesinin onda birine sahip olmayı hayal bile edemiyorum.

Okuduğu kitaplarda altını çizdiği satırları okumak bile insanı başka bir noktaya taşıyordu.

Yavuz Arslanargun’un ömrünün son yirmi yılında onunla beraber olma şerefine nail oldum.

1999 yılında bir toplantıda tanıştıktan sonra birbirimizi hiç yalnız bırakmadık.

O bana abilik yaptı. Ben de ona kardeşlik yapmaya çalıştım. Onu tanıdığımda Japonya’dan yeni gelmiş, bir gazeteci olarak Türkiye’deki siyasi atmosfere yeniden adapte olmaya çalışıyordum, engin bilgisi ve siyasi görgüsüyle o bana ışık oldu.

Onunla beraber siyaseti yeniden öğrendim. İlk tanıştığımız gün bana “oğlum siyasette üslup çok önemlidir, üslubunu ayarlayamazsan siyaseten yok olur gidersin” demişti. Sonra da kendi kitaplığında bulunan, okuyup bazı cümlelerin altını çizdiği kitaplarından bana hediye etmişti.

Müsaadenizle bu kitaplardan biriyle ilgili defalarca dinlediğim, en ufak ayrıntısına kadar hafızama kazıdığım bir hikayeyi onun ağzından anlatmak istiyorum.

“1983 yılının başlarında Sirkeci’de küçük bir nakliye yazıhanesinde kitap okuyarak akşam olmasını beklerken kapı usulca açılıp içeri Turgut Özal girdi. Turgut Bey’i o zamanlar değerli ağabeyim ve avukatım Mehmet Altınsoy aracılığı ile tanımıştım. Turgut Özal içeri girince ayağa kalkmak için hareket ettim ama oturduğum küçük sekiden kalkamadım. Eliyle oturmamı işaret ettikten sonra kendisi de kamyon şoförlerinin oturması için yazıhaneye koyduğum küçük sekilerden birine oturdu. Kısa bir sohbetten sonra konuya girdi. Siyasete hazırlanıyordu. Anavatan Partisi’ni yeni kurmuştu. Benden de Anadolu yapılanmasında etkin rol almamı istiyordu. “Evet” cevabı verecektim tabi ki ama önce “Turgut Abi siz Şevket Süreyya Aydemir’in Menderes’in Dramı kitabını okudunuz mu?"  diye sordum.

“Hayır” cevabını beklemeden masamda duran kitabı ona hediye ettim. Ve kendisiyle 12 Eylül sonrası Türkiye’nin demokratikleşme hareketine katılacağımı belirttim. Anavatan Partisi’ni beraber kurduk. Mücadele Birliği’nden birçok arkadaşımı ANAP listelerinden milletvekili, belediye başkanı, devlette bürokrat yaptım. Özal dönemi siyasetine yön vermeye çalıştım. Yıllar sonra Turgut Abi Cumhurbaşkanlığı’nın son döneminde beni köşke çağırdı ve “Yavuz ben tekrar siyasete dönmek istiyorum bak senin verdiğin kitabı da okudum hala yanımda. Ne diyorsun yeniden kadrolaşır mıyız?” diye sordu. Ben bu sefer babamdan aldığım devlet terbiyesi gereği “Turgut Abi” yerine “Sayın Cumhurbaşkanım” diyerek “sizinle yeniden siyaset yapmak isterim” dedim, ama ömrü yeniden siyasete dönmeye müsaade etmedi.”

Şimdiki siyasiler Yavuz Arslanargun'dan ders almadıkları için maalesef siyasette üslubu tutturamıyorlar.

Siyaset nezaket, zarafet ve hitabet sanatıdır. Her yapılan konuşma, her söz adab-ı muaşeret kurallarına uygun olmak durumundadır.

Küfür hakaret bunlar siyasetin doğasına yakışmaz.


ETİKET :  


Tüm ERDAL GÜVEN Yazıları

Siyasetler üstü…

Yeniden milli mücadele…

Kuvâ-yi Milliye ruhu yeniden

Milli irade tecelli oldu

Son tango

Güneş Motel gururla sunar

Özdağ nereye koşuyor?

CHP’li olmanın dayanılmaz hafifliği

İmamoğlu top çeviriyor

Referandum yalanı

Yaparsa reis yapar…

Tek suçlu seçmen!

Bakanlar için yemin formülü

Ülkücü hareket engellenemez

Şehit anneleri

İnce ince kumpas

Üst akıl belli oldu

Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı

Taş atanın suçu yok mu?

Provokatörler sahnede!

Ekonomiyi kim yönetecek?

Bu nasıl ittifak?

Türkçülük üzerine…

Depremi unutmayalım…

Çakarlı araç terörü

Mahalle baskısı

Biri bizi gözetliyor…

Yerli malı Türk’ün malı

Seçim anketleri el yakıyor

Bu nasıl bir trafik!

“Ben Aleviyim” demek

Ben Aleviyim ne demek?

Araba sevdası

Seçimlere meraklı Japon

64 milyon seçmen oy kullanacak

Adı Mahsune

EKMEDEN BİÇME MUHARREM İNCE

Milli silah sanayi şahlanışı

Adaylar değil listeler yarışacak

Racon kesmek

15 Mayıs sabahı

ABD Başkanı Donald Trump’ın uçkur davası

Sınıf başkanı seçmiyoruz

Cumhurbaşkanı adayı IBAN paylaşırsa…

Ah CHP… Vah CHP…

Kıbrıs Türk’ün ana vatanıdır

Büyük Britanya’da neler oluyor?

Netenyahu neden ‘pes’ dedi?

İsrail’de ne oluyor?

Dezenformasyon

Meral Hanım ne yapacak?

Hoş geldin ya Ramazan!

Cem Uzan tarih mi oldu?

Asker sahaya inmedi!

Bor bor olalı böyle tesis görmedi

Şiddete hayır…

Deprem bölgesinde bakan olmak…

Deprem yaraları sarılırken

Yıllanmış yasaklar

Gazetecilik zor zanaat vesselam

Kentsel dönüşüm şart

Deprem yaralarını sarmaya çalışırken…

Aday adayı adayları

KİM KİMİ ADAY GÖSTERİYOR?

ADAYI BEKLERKEN…

KENTSEL DÖNÜŞÜME KARŞI ÇIKMAK CİNAYETTİR

Seçim tarihinde değişiklik yok

PÜRÜZ ÇÖZME TOPLANTISI

KIZILAY SATTI AHBAP ALDI

Murat Kurum aralıksız deprem bölgesinde

Türk siyasetinde üslup problemi

Fenomenden gazeteci olmaz

Hepimiz yer bilimciyiz…

Deprem sonrası

Eşref Bitlis'in ardından

Depremde gazetecilik...

Atatürk ve bozkurt

Biri bizi gözetliyor!

Neredesin, nerede?

Provokatörler sahnede

Devlet Millet el ele

Milli Birlik Zamanı

Asrın felaketi

Geçmiş Olsun Türkiye!

Kısa tanıtım (teaser)

Psikolojik harp

Hani nerede aday?

YENİDEN MERHABA