Geri

Ülkenin Fay Hatları

00:04:28 | 2023-12-24
SEMİH ÖKTEN
SEMİH ÖKTEN     

Güzel ülkemiz Türkiye, bizlerin olduğu kadar jeolojik, sosyolojik ve politik bir çok fay hattının da anayurdu, Anadolu aynı zamanda fay dolu.

Tevellüt’ünden (kafa kağıdı) ötürü 80’lere tanık olmayan bizler, sonrasında Türkiye’nin derin uçurumlara hatta fay hatlarına ayrılarak istikrarsızlaştırma politikalarının hedefinde olduğunu tarihe bakarak çok net görebiliyoruz. O yıllarda Alevi/Sünni, Türk/Kürt çekişmelerinin karşınmasıyla zorlu zamanlardan geçtik. Geriye dönüp baktığımızda ülkenin okumuş, zeki gençleri sağa sola bölünüp her biri ülkenin iyiliği için hareket ettiğine inandırılarak, büyük bir oyuna gelip kendilerini ve Türkiye’yi heba etti.

Postmodern zamanlarda da istikrarsızlaştırma politikaları şekil değiştirse de devam ediyor. Geçmişte eğitimli gençleri sağ sol diye kamplara bölen oyun şuan; az eğitimli, yarı cahil, kendisini yarı tanrı (İdol) sanan pek de bir şey bilmediği halde sonsuz bir özgüvene sahip gençlerimizi futbolla karşı karşıya getirme peşinde.

Kısacası ülkeyi sağ/sol Aleve/Sünni diye bölemediler Fener/Cimbom diye bölmenin tezgahı gündemde. Tezgahın aparatları da bana kalırsa hakemler. Hemen her hafta ülkemizdeki tansiyonu arttırmak için adeta bilinçli bir şekilde her kulüp aleyhine faiş hataları yapmalarının altında ne olabilir? Geçen hafta hakeme uygulanan şiddeti mazur görmek tabiki mümkün değil. Yıllardır artan futboldaki tansiyonun ana faktörünün artık maksatlı ve planlı şekilde olduğuna hemen tüm kamuoyunun hem fikir olduğu hakem hatalarının da yapılan saldırı ile temize çekilmemesi gerektiğini düşünüyorum.

                                                                                                                                                                                                    *****

Bursa ve çevresi beşik gibi sallanırken depremin ürpertici yüzüyle milyonlar karşılaşmışken. Kendilerini tanıtma telaşıyla medya kuruluşlarının kapılarını Viyana kapıları gibi zorlayan aday adaylarının depremle ilgili elle tutulur planlarının projelerinin olmaması, bir çoğunun böyle bir farkındalığının dahi olmaması üzücü. Moda tabirle medya turu atan cevval aday adaylarının, meslektaşlarımızın depremle ilgili soruları karşısında çocuksu bir masumiyetle bakış atmalarını, büyük bir sürprizle karşılaşmış gibi yapmalarını gördükçe biz gazetecilerin içinden eyvah eyvah şehri bu kişiler mi yönetecek düşüncesi geçiyor da, kibar insanlar olduğumuz için yüzlerine söylemiyoruz. 

İşin en trajikomiği de her sallandığımızda konunun çözüm merciindeki yöneticilerin sade, düz vatandaş gibi (depremler sıklaştıkça rutin ve basmakalıp hale geldi) sosyal medya paylaşımları yapmaları aklıma Bursaspor batağa saplanırken Bursaspor atkılı fotoğraf paylaşıp maç günü klişe paylaşımları getirdi.

Bursapor’u sosyal medya mesajcıklarıyla kurtaramadıkları ve batağa sapladıklarından mütevellit  güzel Bursamızı ülkenin en büyük enkazına çevireceklerinden ciddi ciddi korkuyorum.

Adaylar yine moda tabirle sahaya inecekler (Sahaya inmek terimi zaten problemli ve bu yanlış kullanıma ilk ciddi tepkiyi Sevgili Recep Güven vermiştir) kahvelere, iş yerlerine gelen tüm adaylara vatandaşlarımızın depremle ilgili ciddi bir sınav çekmesini canı gönülden istiyorum.


ETİKET :